BLOG
Depo yönetimi, işletmelerin başarısı için kritik bir faktördür. Hızla gelişen teknolojiler, manuel süreçlerin yerini daha verimli ve hatasız otomasyon çözümlerine bırakmasını sağlıyor. Bu noktada Lodamaster olarak sunduğumuz ileri teknoloji depo otomasyon sistemleri, işletmenizin hem performansını hem de kârlılığını artırmak için tasarlanmıştır. Peki, Lodamaster’ın çözümleriyle depo otomasyonu ne gibi avantajlar sağlar?
1. Yüksek Operasyonel Verimlilik
Lodamaster’ın otomatik depolama ve toplama sistemleri, iş süreçlerinizi en verimli hale getirir. Depo içindeki ürün hareketleri hızlandırılırken, AGV (Otomatik Yönlendirmeli Araçlar) gibi gelişmiş çözümlerle insan müdahalesi minimum seviyeye indirilir. Böylece sipariş hazırlama süreleri kısalır ve tüm operasyonlar daha düzenli bir hale gelir.
2. Hatasız Envanter ve Stok Takibi
Manuel süreçlerde sıkça karşılaşılan envanter hataları, Lodamaster’ın depo otomasyon sistemleri ile ortadan kalkar. Gelişmiş sensörler ve otomatik tanıma sistemleri sayesinde ürünler her zaman doğru yerde ve doğru stok seviyesinde tutulur. Bu da siparişlerin zamanında ve eksiksiz karşılanmasını sağlar.
3. Maliyetleri Optimize Edin
Lodamaster çözümleri, işletmelere önemli maliyet avantajları sunar. Otomasyonla birlikte iş gücü ihtiyacı azalır ve operasyon süreleri kısalır. 7/24 kesintisiz çalışabilen sistemlerimiz sayesinde üretkenlik artarken, iş gücü ve enerji maliyetlerinde önemli tasarruflar elde edilir. İlk yatırım maliyeti zamanla hızlı bir şekilde geri kazanılır.
4. Gerçek Zamanlı Veri ile Güçlü Envanter Yönetimi
Lodamaster’ın sunduğu yazılım entegrasyonları, depodaki tüm süreçlerin anlık olarak izlenmesini sağlar. Stok durumu, ürün yerleşimi ve sipariş ilerlemesi gibi veriler gerçek zamanlı olarak takip edilebilir. Bu da gereksiz stok fazlalıklarının önüne geçer ve ürünlerin zamanında tedarik edilmesine yardımcı olur.
5. Daha Güvenli ve Ergonomik Çalışma Ortamı
Lodamaster’ın otomasyon çözümleri, çalışan güvenliğini artırırken, manuel iş yükünü azaltır. Ağır yüklerin taşınması ve tehlikeli alanlarda çalışılması gereken işlerde, AGV’ler ve otomatik robot sistemler devreye girerek iş kazalarını minimum seviyeye indirir. Bu sayede çalışanlarınız daha güvenli ve ergonomik bir ortamda çalışır.
6. Hızlı ve Kesintisiz Sipariş Karşılama
Lodamaster, depo süreçlerinde hız ve doğruluğu ön planda tutarak, siparişlerin daha hızlı ve doğru bir şekilde müşterilere ulaşmasını sağlar. Özellikle e-ticaret ve perakende sektörlerinde hız ve zamanlama kritik önem taşır. Lodamaster’ın otomasyon çözümleri, müşteri memnuniyetini artırarak rekabet avantajı sağlar.
Lodamaster ile Geleceğin Deposu
Lodamaster, depo yönetim süreçlerini dönüştüren çözümleri ile işletmelere değer katan stratejik iş ortaklıkları sunuyor. Teknolojiyi iş süreçlerinize entegre ederek hem bugün hem de gelecekte sürdürülebilir büyüme elde edebilirsiniz. Depo otomasyonuna geçiş, sadece maliyetlerinizi düşürmekle kalmaz; aynı zamanda verimlilik, güvenlik ve müşteri memnuniyetinde yeni bir seviyeye ulaşmanızı sağlar.
Post-pandemik Dünyada Son Mil Teslimatı Nasıl Olacak?
COVID-19, tüketici alışkanlıklarını ve perakende sektörünü
önemli ölçüde etkiledi. Birçok işletme, eve teslim talebindeki patlamaya ayak
uydurmakta zorlanıyor. Üstelik son mil malların toplam nakliye maliyetinin yarısından
fazlasını oluşturuyor. Hal böyleyken,
bir şirket için nakliye sürecinin son adımında verimsizlik ele alınması
gereken ilk problem.
Koronvirüs salgını nedeniyle evde kalan tüketicinin
ihtiyaçları için online alışverişe yönelmesiyle e-ticaret sektörü radikal bir
şekilde büyümüş oldu. Tüm dünyada 2026 için öngörülen online alışveriş
hacmininin artık 2023 yılına kadar gerçekleşmesi bekleniyor. Ayrıca, daha fazla
insanın yüklü ödeme gerektiren siparişlerini bile internet ortamında
vermesiyle, gönderilen malların profili de değişti.
Covid-19 sürecinden daha da önce perakendecilerin eve
teslimatı teşvik eden alışveriş deneyimlerini arttırmaya çalıştığı
düşünüldüğünde tüketicinin satın alma alışkanlıklarındaki bu büyük değişim
kalıcı gibi görünüyor. Tüketiciler tüm alışveriş ihtiyaçları için giderek artan
bir şekilde e-ticarete yöneldikçe, hızlı teslimat, şirketler için artı puan
olmaktan çıkıp müşteri memnuniyeti sağlamak adına bir zorunluluk haline
gelecek. Ancak, siparişin nihai alıcının kapısına ulaştığı aşama, teslimatın
"son mili”, nakliye işleminin en pahalı ve zaman alıcı kısmıdır. Tüm bu
faktörler, işletmelerin maliyetleri düşürürken aynı zamanda paket hacmini arttırabilmek,
teslimatları hızlandırmak ve müşterileri memnun etmek için yeni teknolojiler
arayışına girmesini kaçınılmaz yapıyor. Pazardaki bu uğurda geliştirilen en iyi
son mil teslimat inovasyonu ise müşterinin kendisine yakın bir lokasyondan siparişini
kendi teslim alabildiği veya gönderi de bulunabildiği akıllı koli dolapları.
Bu sistem sayesinde lojistik taşıyıcıları, siparişleri toplu
belirli bir koli dolabı konumuna teslim edebilir, teslimatın başarısız olması
durumunda ortaya çıkan maliyet giderilerilebilir, başarısız teslimatlar yeniden planlanarak belirsiz
bir süre içinde gönderiyi evde teslim alabilecek birilerinin olup olmaması
sıkıntısı ortadan kaldırılabilinir. Böylece, işletmeler daha yüksek ilk
teslimat başarı oranları ve yolculuk başına 5 kata kadar daha fazla teslimata
ulaşabilirler. Üstelik, dolaplar verimli şekilde konumlandırıldığı takdirde
alıcılar, kargo merkezlerinde olduğu gibi uzun kuyruklara girmelerine gerek
kalmaksızın istedikleri zaman siparişlerini teslim alıp, iade edebilirler.
Küresel koli dolabı pazarına dair Belçika merkezli International
Post Corporation tarafından yapılan güncel analize göre, koli dolapları
Finlandiya, Danimarka ve Çin'de % 43'e varan yüksek bir kullanım oranına sahip.
Ülkemizde, geçen yılın bahar dönemine kıyasla kargo
şirketlerinin aldığı şikayetlerin yüzde 447 oranında büyük bir artış göstermesiyle
kargo sektörünün tüketicinin açık ara farkla en çok problem yaşadığı sektör haline
geldiğini göz önünde bulundurursak akıllı koli dolapları tam da Türkiye’ye göre
bir teknoloji desek yalan olmaz.
Depo Otomasyonu için Yatırım Dosyası
İstatistiklere göre istihdamdamdaki düzenli artış dünya
ekonomisini giderek güçlendiriyor. Ancak rakamların yansıtamadığı şey, depo ve
imalat endüstrilerinin günlük bazda işleri doldurmakta zorlandığı gerçeğidir ki
bunun operasyonları, üretimi, nihayetinde de kar hanelerini olumsuz
etkilememesi kaçınılmaz. Neyse ki birçok firma depo otomasyonunun önemini farketmeye
başladı.
Son birkaç yıl içerisinde küresel sanayi sektöründe çeşitli
inişler ve çıkışlar görülürken, depo otomasyonunun hızlanması istikrarını
korudu. Bu başarının arkasındaki ana etken işçilik maliyetleri, işgücü kıtlığı,
artan üretim gereksinimleri gibi çalışma ortamında görülen değişikliklerdir. Ayrıca,
koronavirüs salgını şirketlerin lojistik teknolojisine daha derin yatırımlar
yapmasını zorunlu hale getirdi. Pandemiyle beraber depolarda daha fazla
otomatik çözüm için iki yeni neden türedi:
- çok daha fazla insanın online alışverişe yönelmesiyle
birlikte müşterinin artan teslimat izlenebilirliği ve hız beklentisi
- depo operasyonları esnasında sosyal mesafe kısıtlamaları
DataM Intelligence'a göre, küresel pazar 2018'de depo ve
lojistik otomasyonu için yaklaşık 46 milyar dolar değerindeyken, önümüzdeki
yedi yıl içinde % 14'lük bir CAGR ile büyüme gösterecek. Bu büyümenin
arkasındaki temel neden e-ticarettin radikal yükselişi olabilir. ARC Advisory
Group’un depo yöneticilerinin beklentileri üzerine yaptığı ankete dayalı
araştırması ise, katılımcıların yüzde 60'ından fazlasının önümüzdeki 3 yıl
içinde konveyör ve sorter sistemlerine yatırım yapmayı planladıklarını
gösterdi. Konveyör ve sorter sistemlerinin, intralojistiğin kalbinde yer aldığı
düşünüldüğünde, çoğunluğun yatırım planlarının bu yönde olması şaşırtıcı değil.
Ayrıca etkin bir şekilde kullanılabildiklerinde bu teknolojiler, tüm malzeme
taşıma sürecini çok daha verimli ve ekonomik hale getirirler. Ancak,
konveyörlerin ve sorterların kurulması büyük sermaye harcaması gerektirebilir
ki nasıl etkili bir şekilde kullanılacakları da birçok faktöre bağlı olarak
değişir. Dolayısıyla, bu tür temel ekipmanlara yapılacak yatırım dikkatli bir
planlama gerektirir. Yatırımı optimize etmek için, otomasyon sağlayıcısı herşeyden
önce müşterinin operasyonlarını analiz etmelidir. İşlenen ürün, ciro, birim
yük, devridaim, bütçe, alan ve ölçeklenebilirlik gereksinimlerinin analizi, en
uygun teknolojinin belirlenmesine yardımcı olur. Örneğin, 35 kg'ı aşan
ağırlıklar ve saatte 6.000'in üzerindeki çıktının işlenmesi söz konusu
olduğunda yalnızca bir shoe sorter en iyi sonucu verebilir.
Lojistik içinde otomasyon, maliyet verimliliği ve daha hızlı
dağıtım yoluyla hem işletmeye hem de müşterilere fayda sağlar. Diğer avantajları
arasında daha az hata, ölçeklenebilirlik iyileştirmeleri ve artan depo güvenliği
yer alır. Pek çok şirket bu genel hareketleri 'Endüstri 4.0' olarak
adlandırıyor - temelde bu, endüstriyel sektörün dijital dönüşümü demektir.
Intralojistik: Akıllı Tedarik Zincirinin Sırrı
Lojistik, malları tedarik zinciri boyunca A noktasından B
noktasına nasıl taşıdığımızla ilgilidir. Intralojistik ise aynı kavram, fakat
çok daha genişletilmiş bir versiyondur. Depolarda ve dağıtım merkezlerinde
malları alıcı havuzdan nakliye limanına en verimli şekilde nasıl taşıdığımızla
ilgilidir. Tedarik zinciri yönetimini kolaylaştırmak için intralojistik
teknolojilerine yatırım yapan şirketler, belirgin bir avantaj elde ediyor. Ancak
bu tür yatırımların artı puan olmaktan çıkıp bir ihtiyaca dönüşeceği zamana çok
yaklaştık. Çünkü günümüzün imalatında müşteriler sürekli düşen fiyatlar ile
anında erişilebilirlik bekliyorlar ve bu yalnızca tedarik zincirinde üretim ve
lojistik operasyonlarının akıllı entegrasyonunu sağlayan bir Endüstri 4.0
konseptiyle mümkündür.
Sıradan bir tedarik zinciri ile akıllı bir tedarik zinciri
arasındaki temel fark, malzeme taşıma ve
hareket iç sürecinin yönetimidir - başka bir deyişle, depoda işlerin nasıl
yürüdüğüdür.
Geleneksel tedarik zinciri üç aşamadan oluşur: üreticiye mal tedariği, üretim süreci,ve
bitmiş malların distribütörler ve perakendeciler aracılığıyla dağıtımı. Bunlara
ek olarak, akıllı bir tedarik zinciri iki koşul daha gerektirir: verimli stok
tutma ve optimum olarak eşleştirmiş süreçler. Intralojistik, temelde bu iki
koşulu yerine getirmeyi amaçlamaktadır. Esasında kendisi tedarik zinciri
dünyasında yeni bir fikir değil, ancak dünya çapında akıllı fabrikaların hızla yükselişi
ve tedarik zincirlerini optimize etme ihtiyaçları ile bu kavramı çok sık duyar
olduk.
Intralojistik özünde optimize edilmiş depo lojistiği olarak
tanımlanabilir ve konveyörler, sorterlar, robotlar gibi fiziksel varlıklardan
en iyi sonuçları elde etmeye odaklıdır.
İntralojistik çözümleri, teknoloji, işçilik ve ekipmanın
optimum entegrasyonunu bulmakla ilgilidir. Bu entegrasyon, tüm operasyon
sürecinde birçok ek fayda sağlar:
- Minimize edilmiş envanter
- Azalan işletme maliyetleri
- Geliştirilmiş çalışan güvenliği
- Artan verim
- Geliştirilmiş izlenebilirlik
- Arttırılmış esneklik
- Geliştirilmiş doğruluk oranı
- Depodan gerçek zamanlı iletişim
Deponuz Black Friday'e Hazır mı?
E-ticaretin yükselişinden sonra hiçbir sektör perakende
kadar çarpıcı bir şekilde değişmedi. Online alışveriş aracılığıyla mağazalar
7/24 ulaşılabilir olunca insanlar da 7/24 satın almaya hazır hale geldi.
Dahası, müşteriler artık hızlı teslimat, sorunsuz iade, kusursuz hizmet ve de
anında görünürlük bekliyor. Bu talepleri başarıyla karşılayabilmenin Black
Friday gibi büyük alışveriş etkinliklerinden daha zorlu bir test yoktur.
Şimdi, Black Friday baskısı altında kusursuz bir performans sunabilmek ve rekabet avantajı elde edebilmek için depo yönetimindeki iki kritik başarı faktörünü düşünmenin zamanı:
1. Depo Lojistiğinin Optimize Edilmesi:
Teslimatı hızlandırmak ve kapasiteyi artırmak adına giderek
daha fazla şirket otomatikleştirilmiş depo çözümlerine güveniyor. Manuel
toplama süreçleriyle karşılaştırıldığında, Maldan kişiye iş istasyonuyla
birleştirilmiş otomasyon, sipariş karşılama doğruluğunu arttırıp envanter
durumunu iyileştirirken daha az çalışanla saatte 1.000 toplama kadar daha
yüksek toplama oranı sağlar
Depoda tam otomasyon ise aynı gün nakliye dahil olmak üzere öncelikli siparişlerin düzenlenmesine yardımcı olduğu için oyunun kurallarını tamamen değiştirir. Ayrıca, otomatik araçlarlar sayesinde iade işlemleri kolay ve hızlıdır: bir ürün iade edilip kalite kontrolü yapıldıktan sonra doğrudan sisteme geri konulabilir.
2. Çalışanların Değişiklikleri Benimsemesine Yardımcı Olma:
Şimdiye kadar sadece teknik performansı yükseltmek üzerine durduk. Ancak depo yönetimi araçları için gerçek başarı kriteri, yöneticilerin öngörülü bir şekilde tepki verebilmelerinin ve hızla değişen bir ortamla başa çıkabilmelerinin nasıl sağlandığıdır.
Bir depo yöneticisinin kritik bir alışveriş etkinliğine hazır olmak için yerine getirmesi gereken minimum beş görev vardır:
- Beklenen çalışma seviyelerine göre mevcut işgücü planlamak
- Teslimat planını karşılayacak şekilde sipariş akışını
yürütmek
- Taşıyıcılarla koordinasyonu sağlamak
- Bütçeyi karşılamak için fazla mesai çalışmasını en aza
indirmek
- Gün boyunca ekiplerinize gerçek zamanlı geri bildirim ve
koçluk sağlamak
Nihayetinde tüm bu zorlukların üstesinden gelmek depo
çalışanlarının dinamik bir çalışma ortamına uyum sağlamasına yardımcı olmak
içindir. Çalışanların operasyon içerisinde daha etkin, daha verimli bir rol
oynamaları ve kişisel yeteneklerini ortaya koyabilmeleri için angarya işlerin
aradan çıkması gerekir ki bu da depo araçlarının mümkün olduğunca otomatikleştirilmesi
anlamına gelir.
Black Friday gibi yoğun zamanlar, işletmeye pek çok fırsat getirebilir. Bunu garantilemenin en iyi yolu ise deneyimlemek ve gelecek yıl için mümkün olduğunca çok veri toplamaktır. Biz LODAMASTER olarak her şirketin farklı bir çözüme ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. Bu yüzden işe perakende stratejinizi anlayarak başlarız. Sonrasında da depo otomasyonu, yükleme/boşaltmaoperasyonları ve verimlilik projelerindeki tecrübemiz ve kapsamlı ürün portföyümüz sayesinde ihtiyaçlarınıza en uygun çözümü sunarız.
Bir sonraki Black Friday’e bizimle hazırlanmaya ne dersiniz?